16 Şubat 2007

Laibach Konseri

Not: Bu yazı bir kamil koç otobüsünde, istanbul-ankara arasında, yanımda bir amca uyurken, takır tukur sesler çıkarıp bütün otobüsü kıl ederek yazılmıştır.

Ön bilgi: Laibach, son albümü “Volk”, bir çok ülkenin milli marşından etkilenilmiş şarkılardan oluşuyor. Kendi topraksız ülkeleri nsk marşı da mevcut tabi.

Bomboş konser alanına girdiğimde korktum ulan burası değil miydi, yanlış mı geldik diye, (zaten yenimelek yazısı da yokolmuş, anlamadım) ama çalınan militarist devrim marşlarıyla doğru geldiğime ikna oldum. Sonra cd standından öğrendik de bu çalan “hej brigade” isimli sloven partizan marşları albümüymüş. Saat 21 civarında bir anda konser alanı doldu (beklediğim doluluk oranına ulaştı diyeyim en azından) Saat 21′i sadece 10 geçe ışıklar söndü ve istiklal marşı çalmaya başladı. (Laibach yorumu değil, bildiğimiz marş) Konsere ülkenin milli marşıyla başlamak. Laibach’a da bu yakışır! Ardından sahneye çıkıp Germania ile girdiler. O bitince perdede beliren kırmızı beyaz çizgileri görünce “aha” dedik, bütün albümü sırayla çalacaklar. Yıldız yerine Laibach amblemli abd bayrakları ve alttan geçen sözlerle America’yı dinledik. “how blind can you get”, “are you heaven on earth, or the Queen of the grave” sözleriyle ABD’nin eleştirilmesi baya alkış aldı tabi seyirciden.

Bundan kafama esenleri yazayım, böyle zor olacak.

Rossiya’da sadece kırmızı sarı grafikler ve uçsuz bucaksız step görselleri vardı.

Rossiya bitince ekran kırmızı oldu, bu kırmızı kan olup akarak beyaza döndü ve ortası laibach amblemli fransa bayrağımızı gördük. Şahsıca albümün en başarılı şarkısı olan Francia’nın (burada renksiz, burada da sesi kötü)konser performansı da en iyilerinden biriydi, Albümde 2.22den sonra başlayan gaz kısım çok güzel daha da gaz hale getirilmiş, ekranlara da inip kalkan giyotinlerle bu gaz maksimuma çıkarılmıştı, bir de klavyeleri daha iyi duysaydık tadından yenmeyecekti.

Italia’da bernardo bertoluccinin la vita bella filminin jeneriği ve filmden görüntüler eşliğinde dinledikten sonra benim için konserin sürprizi sayılabilecek Espana girdi. Albümde zaten genelde bu parçayı atlayan, “hmm Espana başlayınca bira almaya gidelrim, Yisra’el ve Türkiye’yi bira eşliğinde mis gibi izlerim” diye düşünürken ekranlarda yavaş yavaş ispanya bayrağı belirdi (bayrak manyaklığımdan bahsetmiş miydim, neyse bahsederim sonra) ve albümden çok daha sert ve güzel çalarak bira almakla uğraşmamı engellediler. Olan Yisra’el’in ilk bir kaç saniyesine oldu sonuçta. Yisra’el’i de tam hayal ettiğim gibi israil ve filistin bayraklarıyla yapılan grafikel atraksiyonları eşliğinde dinledik, hüzünlendik(m). Laibach logosu yine arada bir yahudi yıldızının bir kısmı ve filistin bayrağının soldaki üçgeni olarak karşımıza çıkıyordu tabi.

Ben “ehelehe Türkiye başlayacak şimdi” derken gerçekten de başladı (ne acayip) ulan neden alkışlamıyor bunlar diye düşünürken seyirciler arkada hilal oluşunca uyandı ve salonda bir alkış koptu. Dikkat ederseniz linkteki videoyu çeken arkadaş da hilaller çıkınca uyanmış. (burda konsere hazırlıklı gelen, grubu, albümü hatim etmiş kişi imajı çiziliyor ama yalan, laibach ismini ilk duymamdan 8 yıl geçmiş olabilir (bak yine) ama müziğini keşfetmem konserin ilk açıklandığı güne rasgelmekte) başında hilal ve yıldızla yapılan atraksiyonlar baya güzeldi, ortalarda kırmızı beyaz kaleydokopumsu çeşitli sayıda köşeli yıldızsal görüntülere pek anlam veremedim açıkçası, sondaki atatürklü kısımda da dev gibi ata ve ataturk yazıları gördük, vokalist de öğrenmiş artık ataturk değil atatürk diyordu. Bayrak atraksiyonunda sadece türkiyede laibach logosu bi yerlere sokuşturulmamıştı, oysa yıldız gayet logo sokuşturmaya uygundu, bu da ilginç bir notumdur.

Zhonghua (çin) ve nippon’u da albümü dinlerken atlıyordum ama bu sefer konserde de atlayasım gelmedi değil. Çin çok sorun olmadı da 7 dakika boyunca japon harfleri eşliğinde nippon dinlemek biraz sıkıcı idi.

Nippon ardından nihayet Slovania başladı, “this one’s for all communists” diyerek zaten slavların ortak milli marşımsısı gibi olan “hej slovani”den esinlenilmiş Slovania çalarken arkada kızıl-siyah dünya haritasında eski doğu bloku sınırlarında geziniyorduk. Bu arada da kocaman harflerle bu slav ve eski komunist ülkelerin şehirleri, kendi kullandıkları alfabelerle geçiyordu. Yalnız Varna ve Sofia neden kiril alfabesiyle geçti anlam veremedik. (ben ve youtube’dan arkadaşlar) Slovania ardından elemanlar gitti ve kısa bir süre sonra nsk çalmaya başladıı, bu “bisimsi”de de nsk logosu ve bilmemkaç dilde nsk vatandaşı olun propagandaları geçti. Bunlarda Türkçe’nin olmaması enteresandı, sen albüme marşı koy, burada bi sikindirik yazıyı yazma.

Nsk çalarken sahne değişti, önde 2 yana 2 perküsyon geldi, ışıklar açılınca anladık ki bunların arkasına da back vokal görevini de üstlenen 2 güzel kız gelmiş. Özellikle sağdaki somurtkan olan bi tuhaftı, konserin kalanının %63ünü ona aval aval bakarak geçirdiğim için bundan sonraki yorumlarım çok sağlıklı olmayabilir Tabi kıza aval aval bakmamın sebebi, çalarken pek hoş atraksiyonlara girmeleriydi.

Bu kısımdan notlar: hiç beklemiyorken Achtung çalarak beni sevindirdiler, beklerken de B Machina ve WAT’ı çalmayarak üzdüler.

Konserin en sonunda yine Laibach’a yaraşır bir atraksiyon vardı, filmmişçesine bir jenerik aktı 2e ekrandan, biri tersteni biri düz olmak üzre. Çıkışta da nsk pasaportları satılıyordu, bir an alıp nsk vatandaşı olasım gelmedi değil, pahalıydı ama, 35€ muydu neydi, çabuk geçti hevesim.

To conclude, gittiğim en farklı ve en güzel konserlerden biriydi bu Laibach konseri, gene gelsinler gene gideyim, içki ucuz olsun kıpırdarım bile belki kıpırdanmalık şarkılarını çalarlarsa, ahah.

Ek: Şu da Türkiye’nin klibi. Afiyet olsun.